Image
Top
Menu
12 Nisan 2015

İspanya turu – Nefes Kesen Barselona

İspanya-turu-Nefes-Kesen-Barselona
İspanya turu hayalimde hep Barselona gezisi ile başlar. İspanya gezilecek yerler listesinde de kesinlikle Barselona şehri en üst sıralardadır. İspanya turum bu sefer sadece Barselona turuyla tamamlandı. Peki Barselona nasıl bir yer?
Sokaklarda yürürken kulaklıktan gelen müziğin akışıyla bazen gözlerinizi kaparsınız…Ritmiyle duygularınız hareketlenir ve o güzel tını içinizi sarar. Etrafınıza farklı gözlerle bakmaya başlarsınız.
İçinde güler yüzlü insanların yaşadığı, sokaklarını sanat eseri değerinde binaların süslediği ve hayatın akışının o güzel müzik gibi şehrin havasını kapladığı bir yer düşünün…benim için orası Barselona şehri.
Gaudi’nin eserlerinin ihtişamından, sokaklarda insanların Sangria’sını yudumlarken kahkaha atmasına kadar Barselona tam anlamıyla mutlu insanların yaşadığı güzel bir şehir. Mutfağındaki tadından doyulmayan tapasları da unutmamak lazım.

Barselona Şehrinden biraz bahsedersek…

Akdeniz’e kıyısı olan Barselona şehri İspanya’nın en büyük ikinci şehridir. Bir buçuk milyona yakın kişinin yaşadığı bu şehir farklı mimarisi, enfes yemekleri ve eğlencesiyle turistlerin uğrak yerlerinden. Barselona ayrıca dünyaca ünlü futbol takımı FC Barcelona’ya da ev sahipliği yapar. İspanya hava durumu ise genelde sıcak ve güneşlidir. İspanya da saat kaç derseniz İspanya UTC +1 bölgesinde bulunuyor.

Barselona’ya nasıl gidilir?

Uçakların genel olarak yüksek ücretli olması nedeniyle Barselona uçak biletleri uygun fiyata ancak uzun süre önce alınabilir ya da bir kampanya ile alınabilir. Barselona turları da önceden ayarlanabilir. Türkiye’den THY, Pegasus’un yanında birçok havayolu ile bu şehre ulaşılabiliyor.
Barselona turuma dönersek 🙂
Barselona şehri uzun süredir görmeye can attığım şehirler arasında en üst sıralarda bulunan bir yerdi. THY’larından biriktirdiğim millerle aldığım ödül bilet ile Barselona gezimi planladım. Atatürk Havalimanından kalkan uçakla da Barselona şehrine yolculuğum başladı.
İspanya Avrupa birliğinde olduğundan Barselona şehrine gitmek için ispanya vizesi olarak Schengen almak zorunlu. Aslında İspanya Vizesinin diğer Avrupa ülkelerinden bir farklılığı yok. Barselona Uluslarası Havalimanına uçağımız indikten sonra pasaport kontrole doğru yöneldik. Pasaport kontrolde çok fazla soru sormasalar da Avrupa Birliği Ülkelerinden birine gelindiğinden yanınızda kalınacak otelin rezervasyon detaylarının ve dönüş uçağı biletinin olması önemli.
Pasaport kontrolden sonra şehre birkaç alternatif yolla inilebiliyor. Ucuz bir opsiyon olarak trenle (3.15 euro) merkeze inilebilir. Bir diğer alternatif de Aerobus (tek yön 5.3 euro / gidiş dönüş 9.15 euro) ile Plaça Katalunya’ya inmek.
Aerobus şehir merkezine inmek için en rahat alternatif olduğundan pasaport kontrol’den geçtikten sonra biletlerimizi alarak Aerobus’a doğru yöneldik. Otobüsde geçen 45 dakkalık yolculuktan sonra şehir merkezinde bulunan Plaça Catalunya’ya geldik.
Plaça Catalunya Barselona’nın İstiklal’i olarak geçen La Rambla’nın hemen yanında bulunuyor. Barselona turlarında turistlerin en çok uğradığı sokaklardan biri olan bu yerde birçok kafe, heykel ve otel var. Barselona’ya gittiğinizde mutlaka bu cadde’den yürümek lazım.
Barselona - La Rambla
Bizim kaldığımız otel de Barselona otellerinden Hostal Paris olarak geçen La Rambla’nın merkezinin hemen yan sokağında bulunan bir oteldi. Çok kaliteli olmasa da uygun fiyatı ve konumuyla diğer alternatiflere göre öne çıkan bir yer. Bir güzel özelliği de Mercato’ya da çok yakın olması (Balık ve Meyve Pazarı). Sabahları taze meyveleri çok uygun fiyata alabiliyorsunuz.
Otele bavullarımızı bıraktıktan sonra özellikle Paella’sını önerdikleri La Rambla’nın yan sokaklarında bulunan La Fonda’ya doğru yürümeye başladık. Hoş ve güzel bir ortamı olan bu restoranda gerçekten gerçekten şehrin en iyi Paella’sını yediğimi söyleyebilirim.
Gaudi tam adıyla Antoni Plàcid Guillem Gaudí i Cornet, İspanya’da Art Nouveau akımının öncülerinden olan İspanya’nın en ünlü mimarlarındandır. La Sagrada Familia Kilisesi, Casa Battlo, Casa Milo ve Parc Güell gibi Barselona şehrinin en ünlü mimari eserlerinin de sahibidir.
Karnımızı doyurduktan sonra ünlü mimar Gaudi’nin eserlerini görmek için metro istasyonuna yöneldik. Barselona’da metro çok uygun fiyata olduğundan ve her yere çok rahat ulaşım sağladığından kişi başı en az 10 kullanımlık metro bileti almak çok önem taşıyor. Metroda benim en çok dikkatimi çekenlerden biri insanların çok mutlu gözükmesi ve güleryüzlü olmalarıydı. İspanyol’ların eğlenmeyi sevmeleri ve yaşam tarzları yüzlerindeki gülücüklerde kesinlikle şekil buluyor diyebiliriz.
İlk durağımız Gaudi’nin evlerinden olan Casa Battlo ve Casa Milo oldu. Gerçekten çok farklı bir mimari yapıya sahip olan bu yer mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında bulunuyor.
Barselona - Casa Battlo
Gaudi’nin evlerini gördükten sonra zaman kaybetmeden metroyla Parc Güell’i görmek için şehrin tepelerine doğru yola çıktık. Barselona’da en çok etkilendiğim yerlerden biri de kesinlikle Parc Güell’di. Parc Güell içindeki mimari eserler, kıvrımlı patikalar ve doğasıyla Gaudi’nin sanat eserlerinin etkileyiciliğini görebileceğiniz en güzel yerlerden. Ayrıca içinde Gaudi’nin müze haline getirilmiş bir evi de bulunuyor.
Barselona-Parc-Güell
Parc Güell’i gezdikten sonra şehre dönmemizle ilk günümüzde akşamüstüne gelmiştik. Otelimizde üstümüzü değiştirdikten sonra Barselona’nın barlarını ve eğlencesini görmek için yola çıktık.
Barselona gece hayatı akşamüstü eğlencesi ağırlıklı olarak barlardan oluşuyor.
İlk durağımız L’Ovella Negra olarak geçen Sangria’larıyla ünlü bir bar oldu. Çok uygun fiyata Sangria’larımızı aldıktan sonra bir sonraki durağımız kendi birasını yapan Fabrica Moritz’di. Burada gerçekten tadı çok güzel olan birçok biradan içebiliyorsunuz. Geceyi ise Smoll bar olarak geçen küçük ancak eğlenceli bir barda tamamladık.
Barselona şehrinin en güzel yanlarından biri de etkileyici kumsallarının olması. Ertesi gün haziran ayında havanın da sıcak olmasıyla önceden sahilde güneşlenmek ve denize girmek için planladığımız La Barceloneta’ya doğru yola çıktık.
Barselona - La Barceloneta
Kumsala indiğimizde ise güzel bir deniz ve herkesin kendi içinde eğlendiği bir yer bizi karşıladı. Barselona’da çalışılsa insan iş çıkışında bile sahile gelip güneşlenebilir ya da denize girebilir. Huzuru bir düşünsenize!
Akşamüstüne kadar La Barceloneta’da kaldıktan sonra üstümüzü değiştirdikten sonra Montjuic’e doğru yola çıktık. Barselona’ya yukardan bakan bu tepede bir de eskiden kalma kale bulunuyor. Bu kaleye çıkmak için bir teleferik sistemi kurulmuş. En yukarı çıkana kadar iki kere teleferik değiştirmeniz gerekiyor. Muhteşem bir Barselona şehri manzarasıyla karşılaştıktan sonra şehir merkezine rotamızı yönelttik.
Barselona - Montjuic
Barselona’da yaşayan arkadaşlarımızdan duyduğumuz Tapas için Barselona’nın en iyi yerlerinden dedikleri La Flauta’ya gittik. Hani cennetten gelen yemekler vardır? Duymuşsunuzdur, buradaki tapaslar kesinlikle onlardan. Özellikle bebek karidesleri ve fındıkla kaplanmış kızarmış kaşar peynirini tavsiye ederim. Gerçekten inanılmazlar! Tabii yanında Sangria’yı da unutmayın! İnsanların bu şehirde neden bu kadar mutlu olduklarını anlamak aslında çok zor değil.
La Flauta’dan çıktıktan sonra gece öncesinde sohbet etmek ve Sangria içmek için Oviso adında El Gothic’e yakın bir kafeye gittik. Sonrasında da uğrak yerlerimizden olan bu yerin en güzel yanı sokaktaki masalarında çok keyifli Sangria içebilmeniz. Tadı da gerçekten çok güzel.
Oviso’dan çıktınta sonra da sahilde bulunan Barselona gece hayatı merkezi olan kulüplerden Opium ve Shoko’ya doğru yola çıktık. Bu kulüplerde en çok dikkat edilmesi gerekenler arasında kıyafet bulunuyor. Erkeklerden özellikle gömlek, pantolon ve düzgün bir ayakkabı giymesi bekleniyor. Geceyi sahildeki kulüplerde tamamladıktan sonra otele dönüp son günümüz için dinlenmeye başladık.
Son günümüzde dünyaca ünlü FC Barcelona’nın stadı olan Camp Nou’yu görmeye gittik. Haziran’da maçlar bitmiş olduğundan Barcelona’nın maçını izleyememiş olsak da gerçekten stadı insanı çok etkiliyor. Stadı gezdikten sonra günümüzün kalanını La Barceloneta’da geçirdik ve sonrasında da Sangria’larımızı içmek için Oviso’ya uğradık.
Barselona - Camp Nou
Barselona kesinlikle Avrupa’da yaşamak isteyeceğim şehirlerin bulunduğu listede en üstte bulunuyor. Yaşayanların çok mutlu oldukları bu şehir gerçekten yaşamak için de en ideal yerler arasında. Tatile gidilecek yerler arasında da Avrupa’da birinci diyebilirim. Dönerken gerçekten içinizden bir şeyleri bu şehirde bırakıyorsunuz 🙂