Japonya turu hep hayalimdi! Uzak doğu turuma başlamamla Japonya Turunu planlamam ve bu turla ilgili gezi rehberimi çıkarmamla bu hayalime ilk adımı atmış oldum. Japonya gezisinde gittiğim ikinci şehir Kyoto oldu.
Japonya’nın eski başkenti olan Kyoto, Japonya’nın en güzel şehri olarak da geçer. Ününü de hakedeek kadar güzeldir. İkinci dünya savaşında tek bombalanmayan Japon şehri olmasının da çok büyük etkisi vardır.
Kyoto saati UTC +9’da bulunur. Kyoto ise Japonya telefon kodu olan +81’i kullanır. Japonya vize istemeyen ülkelerden olduğundan Japonya turu planlarken Japonya Vizesi almaya gerek bulunmaz. Kyoto’ya en rahat ulaşım ise Osaka havalimanından tren ile Kyoto tren istasyonuna gelmektir.
17 tane Dünya Mirası noktasına sahip olan bu şehri gezerken gerçekten neden Japonya’nın en güzel şehri olduğunu anlayabiliyorsun.
Tokyo’dan bindiğim uçak ile Osaka’ya inmem ve trenle Kyoto’ya yola çıkmam ile Kyoto seyahatim başlamış oldu. Kyoto tren istasyonuna geldikten sonra daha önceden AirBnB üzerinden ayarladığım bir ailenin evi için yola çıktım. Çok farklı bir deneyim olacağından emindim tabii ki.
Eşyaları kalacağım evdeki odama bıraktıktan sonra Kyoto’nun muhteşem tapınaklarını ve gezilece yerlerini görmek için yola çıktım.
Kyoto Japonya şehirlerine göre metro sistemi çok gelişmemiş olan bir yer. Japonya’da metrosu olmayan bir şehir görmek gerçekten çok çok çok çok şaşırtıcı da diyebilirim!
Şehir içinde ağırlıklı olarak otobüs ve bisiklet kullanılıyor. Bu nedenle Kyoto’yu gezerken mutlaka günlük sınırsız otobüs bileti almanız lazım.
Kyoto dünya mirasına sahip tapınakları ve muhteşem doğasıyla onlarca görülmesi gereken yere sahip bir şehir. En ünlüsü de Kinkaku-ji tapınağı. Bir göletin hemen yanına inşa edilmiş bu tapınağı her yıl milyonlarca turist akın eder. Her yerde selfieler çekilir. Fotoğraf çekmek için bir insan seli içinden hareket etmeniz gerekir. Ayrıca gezi turlarının da bir numaralı durak noktalarındandır. İlk durağım Kinkaku-ji tapınağı oldu.
Buradan çıktıntan sonra hemen yakınındaki Ryoan-ji tapınağına doğru yola çıktım. Bu tapınağın en ünlü yanı Japonya’da gezi turlarında çok ünlü olarak belirtilen kaya bahçeleri.
Japonya’nın geleneksel kaya bahçelerinin yanında da bu kaya bahçeleri gerçekten etkileyici bir görüntüye sahip. Kesinlikle de daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemiyor.
Kyoto’ya akşam saatlerinde vardığımdan ilk günü iki tapınakla kapatmış oldum. Siz siz olun Kyoto’daki tapınakların kapanış saatlerine dikkat edin. Genel olarak tapınaklar 16:30-17:00 civarında kapanıyor. Bir dakka bile gecikseniz giremiyorsunuz 🙂 Tecrübe sabit. Uyarayım!
Tapınakları bitirdikten sonra otobüse atlayarak Tren istasyonuna geri döndüm. Tren istasyonunun hemen yakınında çok salaş olmasına rağmen ramenleri muhteşem olan ve fiyatı da uygun honke-daiichiasahi adında bir restoran bulunur. Animelerde gördüğümüz beline havlu sarılı Japon şeflerini, geleneksel Japon ahşap bir restoranı görmek ve ya enfes bir ramen yemek isterseniz mutlaka burayı ziyaret edin derim.
Akşam yemeğini yedikten sonra dinlenmek için kaldığım Japon ailesinin yanına gittim. Japonların kibarlığı ve misafirperverliği çok etkileyici. Akşam üstü ikram edilen Japon çayı ve atıştırmalıklarla ilk gecemi tamamladım.
İkinci günümde Ölmeden Önce Yapılması Gereken 40 Şey listemde bulunan Arashiyama’da bulunan Bambu ormanını ziyarete gitmek için erkenden tren istasyonuna doğru yola çıktım.
Japonya turlarının da en önemli duraklarından olan bu bambu ormanı güzelliği ve büyüsüyle şimdiye kadar gördüğüm en farklı yerlerdendi. Arashiyama’yı da biraz gezdikten sonra Kyoto’ya geri döndüm.
Kyoto’nun en güzel yanlarından biri nereye gidelim diye düşünmeye çok ihtiyaç yok çünkü vaktiniz oldukça gezmeniz gereken o kadar çok yer var ki!
Kyoto’ya döndükten sonra gittiğim Fushimi-Inari tapınağı da bunlardan biriydi. Japonya’da 32.000 tane alt tapınağı olduğu söylenen bu yer. Japonya gezi turumun en güzel yerlerinden biriydi diyebilirim. Dağa tırmanmak iki saat kadar vakit alıyor. Eğer en sonuna kadar gitmeyi düşünüyorsanız bunu unutmayın!
Fushimi-Inari tapınağından sonraki noktam Ginkakuji tapınağı oldu. Kyoto’yu gezdikçe o kadar fazla güzel yer görüyorsunuz ki bu şehirde gördüğünüz yerleri kelimelerle tarif etmek çok zor. Gerçekten etkileyici bir Japon bahçesine sahip bu tapınak da huzur içinde saatlerinizi geçirebilirsiniz.
İkinci günümü de Kyoto’da tamamladıktan sonra akşam yemeğini bir Japon restoranında yedim ve dinlenmek için kaldığım eve geri döndüm.
Üçüncü günümde erken kalkan yol alır sözüne uyarak Nara’ya yola çıktım.
Nara’nın en güzel yanı parkında geyiklerin serbest olarak gezebilmesi. Sizde o geyiklere orada satılan krakerleri yedirip sevebiliyorsunuz. Yalnız tabii ki bu geyiklerin yabani hayvanlar olduğunu unutmayın. Arada ıssırabilir ya da çantalarınızı çalmaya çalışabilirler 🙂
Ayrıca aklınıza gelirse Japonya dünyanın sayılı kuduz bulunmayan ülkelerinden bu nedenle geyikler ıssırsa bile kuduz olma ihtimaliniz bulunmuyor. Tabii yine de başınıza bişi gelirse mutlaka Nara’da bulunan sağlık birimini ziyaret edin.
Nara’yı yarım günde gezebiliyorsunuz görülecek tüm tapınaklar Nara Parkının içinde bulunuyor. En ünlülerinden biri de Todaiji tapınağı. Bu tapınakta Japonya’nın en büyük Buddha heykeli ve onu koruyan iki savaşçının dev heykelleri var!
Bir gölet de bulunan bu parkın güzelliğini anlatmak gerçekten zor. Japonya gezisinin vazgeçilmez noktalarından biri olması kesinlikle gerekir.
Japonya Kyoto kesinlikle şimdiye kadar gittiğim en güzel yerlerden. Japonya’ya yolunuz düşerse bu şehri ziyaret etmeyi sakın atlamayın! 🙂
Categories
Submit a Comment