Seyahat etmek, mutlu olmanın en güzel yolu! Farklı kültürler görmek, insanlar tanımak ve şehirler gezmek hayatın yaşanması gereken birçok güzelliği olduğunu anlatır. En etkileyicisi de beklenmeyen şehirlerde bu hissi yakalamak!
Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da kesinlikle bunlardan biri!
Kısaca şehirden bahsedelim 🙂
Sava nehrinin kıyısında kurulmuş Belgrad, Sırbistan‘ın başkenti ve en büyük şehri. Tipik bir doğu Avrupa şehri olan bu şehir, rakipleri Zagreb, Sofya, Ljubljana, Saraybosna, Bükreş gibi diğer Balkan şehirlerinin kendisine gıpta ile baktığı bir yer.
Güney Doğu Avrupa’nın en büyük şehri olan bu şehir, 1.2 milyonluk bir nüfusa sahip. Mimarisinden ziyade, güzel insanları ve renkli gece hayatıyla öne çıkan bu yerin sokaklarıhafta içleri bile capcanlı. Gece hayatının hep hareketli olduğu bu şehirde, nehir üzerindeki teknelerde dünya klasmanında disko ve barlar, sabaha kadar süren bir canlılığa sahip!
Öncelikle belirtmem lazım ki önceden plan yapılırsa İstanbul’dan Belgrad’a Türk Hava Yolları, Pegasus ya da AirSerbia ile çok uygun fiyata uçulabilir. Sırbistan vizesiz olduğundan bu maliyet kalemi de göz ardı edilir.
Seyahatime dönersek 🙂 İlk olarak daha önce iki arkadaşımın önerdiği bir yüzen Hostel olan San Art Hostel’de yer ayırttık. Booking.com’da 9,4 puanı olan bu Hostel’in sahibi Sasha adında inanılmaz sıcakkanlı biri. San Art Hostel’de kalmasan bile mutlaka nehrin üzerindeki Hostellerden birinde kalmalısın!
Yolculuğum 4 günlük bir plan ile vizesiz olduğundan valizlerimi toplayarak uçağa atlamam ile başladı. Vizesiz olsa da güvenlik görevlileri uçaktan indiğinde bazı evrakları görmek isteyebiliyor bu nedenle dönüş biletin ve otel rezervasyonun yanında olmalı. Havaalanına indikten sonra sadece otobüse yetecek kadar para bozdurmak önemli. Şehir merkezinde çok daha iyi kurdan para bozdurulabiliyor. Havaalanında 2,5 Euro’ya merkeze giden Havataş benzeri otobüsler var.
Taksiye binecekseniz Lux, Pink ve Naxis dışında hiçbir taksiye binmeyin. Diğerlerinin hepsi dolandırıcı.
Merkeze otobüslerle indikten sonra eşyalarını kaldığın otele bırakıp merkezde isen yürüyerek ya da taksi ile çok rahat gezilebilir. Gezmek için Belgrade merkeze 2 tam gün fazlasıyla yeterli olur.
Şehrin 3 tane ana caddesi var : Skadarlija, Knez Mihailova ve Strahinjica. Nişantaşı ve İstiklal’e çok benzeyen caddelerde yürüyüş yapmak ya da kafelerde oturmak mutlaka yapılması gerekenlerden!
Gezilecek yerler arasında çok küçük olsa da Nikola Tesla’nın müzesi (Çok küçük bir müze, çok tavsiye etmem ama oraya kadar gitmiş olunca ziyaret edilebilir), Hotel Moskva, St. Sava ve St.Mark’s Kilisesi en ön plana çıkan lokasyonlardan.
En manzaralı mutlaka gidilmesi gereken yer ise kesinlikle Kalemegdan. Tuna ve Sava nehirlerine ve şehre yukarıdan bakan bu eski kalede çok güzel bir park var. Buraya gitmeden o şehirden ayrılmak kesinlikle çok büyük bir eksik olur.
Skadarlija’da Tri Sesira diye bir restoran bulunuyor. Oranın en ünlü yeri orada mutlaka yemek yenmeli. Fiyatlar da çok ucuz ve neredeyse İstanbul’un yarısı. Ayrıca nehir kenarında bulunan kulüplerde ve restoranlar da mutlaka uğranması gereken yerlerden!
Özellikle Rakije ve Jelen bu yerlerde içilmeli ve Cevapcici yenmeli! 🙂 ? adında bir restoran da oranın en güzel Cevapcici’si yenilebilir!
Belgrad’daki gece hayatı ise dur durak bilmiyor. Farklı büyüklükleri, eğlence vadeden ortamları ile yüzen nehir clubları, Belgrad gece hayatı içinde oldukça özel bir yere sahip. Yerleşim bölgelerine olan uzaklıkları nedeniyle, Belgrad gece hayatı yüzen clublarda geç saatlere kadar son sürat devam ediyor. Gece kulübü merak ederseniz. Stefan Braun, Cinema, Kasina ve Magazin çok çok iyi!
Yukarıdaki tüm yerler dışında bir de Subatica olarak geçen NyTimes’da seçilmiş bir şarap bölgesi var.
Belgrad’a 300 km mesafede olan bu yere otogardan 3 saatlik bir otobüs (10 euro)yolculuğuyla gidilebiliyor. Çok güzel şarap bağları ve şarap evleri var. Benim Belgrad’da en çok keyif aldığım ve iyi ki gittik dediğimiz yerlerden. Gidilirse özellikle Palic’te Vinski Divor’da yemek yenmeli. Tabii 1 gün gidiyor bu nedenle 3-4 günlük bir süreyle gidildiyse gidilmesi gereken bir yer. Yoksa Novi Sad’a gidilebilir.
Sırbistan’ın en çok şaşırtan özelliği herkesin inanılmaz yardımcı olması. Subotica’ya inince bir üniversiteli gencin bizi otobüs durağına kadar götürmesi, şehri gezerken birine yol sorduğumuzda bir üniversitede profesör olması ve bizi gideceğimiz yere kadar götürmesi çok etkilieyiciydi. Ayrıca Sırplar Türk dizilerini inanılmaz bir heyecanla takip ediyor. Ezel, Yaprak Dökümü ve Muhteşem Yüzyıl Sırpların da favorilerinden :).
Belgrad gerçekten anlatılanlar kadar güzel ve 3-4 günlük bir seyahat için çok ideal bir yer. Çok da güzel fotoğrafların çekildiği bir yer :). Fırsatın olursa bu şehri mutlaka ziyaret etmelisin!
Categories
Submit a Comment