Image
Top
Menu
12 Ocak 2015

Büyüleyici İstanbul Hayatı

Büyüleyici İstanbul Hayatı
İstanbul öyle bir şehir ki her daim seni mutlu eder ve sana türlü türlü olanak sunar. Üniversite hayatımı Ankara’da geçirdiğimde, en içten bu şekilde hissetmiştim. Aslında Ankara’yı da severim, yine de duygusal olarak bağlandığım tek yer İstanbul! Bunu da çekinmeden herkese söyleyebilirim.
Neden mi?
Bir kere, dışarıda yaşayabileceğin kocaman bir hayat var. Her hayata hitap eden etkinlikler var: Tarihi sevene buram buram tarih kokan yarım ada, denizi sevene iki kıtayı ayıran boğaz, eğlenmeyi sevene asla uyumayan İstiklal Caddesi…
Zülfü Livaneli’nin söylediği söz her şeyi o kadar güzel betimliyor ki!
“Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul güzel bir şehir…”
Gerçekten de hangi şehirle karşılaştırırsan karşılaştır, İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden. Güzelliğin yanında bir de sana her gün enerji veren bir şehir. Seni daima küçükte olsa ileri adım atmaya zorlayan, nerede olursan ol seni her türlü zorluğa karşı hazırlayan bir şehir.
Nereden mi biliyorum?
Karşında tam bir İstanbul aşığı var. Doğduğum an, İstanbul resmen damarlarıma işlemiş ve kendine sımsıkı bağlamış. Öyle enerji veriyor ki; Adalar vapurunda martılara simit atarken çocuk gibi mutlu oluyorum,  Balıkçılar çarşısında midyeleri yerken denizin kokusunu duyuyorum ve maslakta kulelerin arasında gezerken hayatın enerjisini hissediyorum.
Geçenlerde duyduğum bir söz sonrasında İstanbul’u daha fazla yaşamaya karar verdim. İspanyolca “Viva La Vida!” olarak geçen “Hayatı kutla/yaşa!”. Aslında, nerede olursan ol, hayatta yaşayabileceğin o kadar şey var ki.
Unutma hayatı dört duvar dışında yaşarsın, yeni deneyimler tadarsın ve gözlerini kamaştıran güzelliklere şahit olursun. Sadece dışarı çıkman ve istemen yeter.

Artık evinde oturmayı bırak ve İstanbul’u yaşamaya başla.

Submit a Comment

eleven + three =